Depremde Yıkılan Binalarda Müteahhitin Cezai Sorumluluğu

Müteahhitin Cezai Sorumluluğu

12. Ceza Dairesi, 2020/12215 E., 2022/8015 K.

Depremin meydana gelmesi üzerine, ... Apartmanı'nın yıkılması ve çökmesi sonucu üç kişinin öldüğü olayda;

Bilirkişi raporlarına göre; binanın 1997 yılından önce yapıldığı, apartmana ait mimari ve statik projelerin olduğu ancak elektrik tesisat projesinin, statik hesap raporları ile zemin raporlarının bulunmadığı; binanın toplam 4 kattan oluştuğu, yapı kullanma izin belgesinin ise ruhsatlı yapının ilk 3 katı için çıkartıldığı, mimari projeden de binanın 4 kattan oluştuğunun görüldüğü, yapı ruhsatında belirtilen zemin kat yüksekliğinin mimari ve statik projeler ile uyum olmayıp, normal kat yüksekliklerinin birbirleriyle uyumlu olduğu; ... Apartmanına ait karot numuneler üzerinde gerçekleştirilen merkezi basınç deneyi sonucunda, numunelerin ortalama basınç dayanımı 7.92N/m² olarak elde edilmiş olup, elde edilen bu basınç dayanımının, 1975 yılında yayımlanan Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkındaki Yönetmelikte belirtilen minimum beton sınıfı olan B160'dan düşük olduğu, yıkılan binanın mevcut taşıyıcı elemanlarının donatı detaylandırmasında yetersizlikler olduğu, ön inceleme raporu rölövesi ile proje verilerine göre zemin kat kolon sayıları, boyutları, donatı çap ve adetlerinde farklılıklar göründüğü, beton numuneleri içerisinde standart dışı büyüklükte agregalar belirlendiği, proje verilerine göre yapılan analizler sonucunda tekil temellerin, zemin emniyet gerilmesi ve kesit alanı açısından yüzde yüzünün yetersiz olduğunun belirlendiği; sanık ...'nin yıkılan binanın mimari projesini çizdiği, statik proje ve hesaplamalarını yaptığı, aynı zamanda yapının "fenni mesulü" olduğu, bu konuda taahhütname verdiği, ancak fenni mesul olmaktan kaynaklanan görevlerini yerine getirmediği, dolayısıyla binanın yıkılmasına neden olan imalat hatalarından sorumlu olduğu, sanıklar ... ve ...'in söz konusu binanın sahip ve müteahhitleri olarak yapıdan sorumlu oldukları halde yürürlükteki kurullarına uygun bir inşaat yaptırmamak bakımından kendi üzerine düşen dikkat ve özeni göstermemeleri ruhsatında toplam 4 kat olan yapıya kaçak bir kat ekleyerek 5 katlı inşa etmelerinden dolayı sorumlu olduğu, sanık ...'ın inşa sorumluluğunu üstlendiği binayı inşaat tekniğine uygun bir şekilde imal etmede gerekli dikkat ve özeni göstermediği için sorumluluğunun bulunduğu; gerek dosya kapsamı, gerekse KTÜ raporundan anlaşıldığı üzere ... Apartmanı için geçerli olan 15/04/1999 tarihli 2. yapı ruhsatında zemin raporu ve statik hesap raporu olmadığı halde yapı ruhsatı verilmesini sağlayan ve yapı ruhsatı ve eklerine uygun olmayan yapıya "yapı kullanma izin belgesi" düzenlemek ve onaylamaktan ötürü belediye görevlileri olan sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında görevi kötüye kullanmak yolu ile meydana gelen ölüm ve yaralanmalar bakımından cezai sorumlulukları yoluna gidilmesi gerektiği;

2.  derece deprem bölgesinde yer alan ... Apartmanının taşıyıcı elemanların donatı detaylandırmasında yetersizlikler olduğu, binada projelendirme, yapım ve ... bitimi aşamalarında mevzuata yeterince uyulmadığının belirlendiği, belediye görevlileri olan sanıklar hakkında zemin etüt raporu, statik hesap raporları olmadan ve yapı ruhsatında belirtilen zemin kat yüksekliğinin mimari ve statik projeler ile uyumlu olmadan yapı ruhsatının verilmesi ile yapı ruhsatında belirtilen zemin kat yüksekliğinin mimari ve statik projeler ile uyumlu olmadığı halde belediye teknik elemanlarınca yapının ruhsat ve eklerine uygun olduğu ve kullanılmasında fen bakımından bir mahzur görülmediğinin tespiti yapılarak yapı kullanma izin belgesi verilmesi nedenleriyle, İmar Kanunu’na aykırı hareket edildiği;

Yapı kullanma izin belgesini onaylayan Belediye Başkanı olduğu; Belediye Başkanının belediye teşkilatının en üst amiri olduğu, görevleri arasında belediye teşkilatını sevk ve idare etmek ve kanunda yazılı diğer görevlerinin bulunduğu anlaşılmakla; yapı kullanma izin belgesinde bina mahallini tetkik eden görevlilerinin fen işleri memurlarının ..., ... ve ... olduğu, yapı kullanma izin belgesini tetkik eden görevlinin ..., en son onaylayan ve mühürleyen kişinin ise Belediye Başkanı sanık ... olduğunun anlaşıldığı, ilgili imar mevzuatı gereği yapı ruhsatı ve eklerine uygun olmayan yapıya verilen yapı kullanma izin belgesini imzalayarak onaylayan sanığın, görevinin gereklerini yapmakta ihmal göstermesi nedeni ile bu sanığın eyleminin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu;

Sanık ...'nin fenni mesul olmaktan kaynaklanan denetim görevini yerine getirmediği, dolayısıyla binanın yıkılmasına neden olan imalat hatalarından sorumlu olduğu, yapı sahibi olarak sanıklar ... ve sanık ...'in yapımından sorumlu olduğu halde, yürürlükteki kurallara uygun bir inşaat yaptırmak bakımından kendi üzerlerine düşen dikkat ve özeni göstermemeleri nedeniyle kusurlu oldukları, sanık ...'ın da, yapının müteahhidi olarak binayı inşaat tekniğine uygun bir şekilde imal etmede gerekli dikkat ve özeni göstermediği için kusurlu olduğunun kabul ve tespit edildiği, ayrıca ... Belediye Meclisinin 12/02/2001 tarihli kararı ile yapı ruhsatında dört kat olarak belirtilen binanın beş kata çıkarıldığı ancak sadece ilk üç katı için yapı kullanma izin belgesinin alındığı anlaşılmakla; ikinci derece deprem bölgesi olan ...’de, yıkılan ... Apartmanından alınan karot numunelerinin basınç dayanımının, minimum beton sınıfı olan B160'dan düşük olduğu, binanın taşıyıcı elemanların donatı detaylandırmasında yetersizlikler olduğu, binanın projelendirme, yapım ve ... bitimi aşamalarında mevzuata yeterince uyulmadığının belirlendiği, bu yetersizlik ve eksikliklerin binanın yıkılmasında etkili olduğu; sanıkların yıkılan binanın proje aşamasında, yapım aşamasında ve ... bitimi aşamasında, üzerlerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği, öngörülebilen bu netice bakımından dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranan sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında bilinçli taksirin koşullarının oluştuğu;

Deprem nedeni ile yıkılan binada kullanılan betonun yönetmelikte belirtilen minimum beton sınıfı olan B160’ı sağlamadığı, beton içerisinde standart dışı agregaların mevcut olduğu, zemin kat kolon sayıları, boyutları, donatı çap ve adetlerinde farklılıklar olduğu, binanın mevcut taşıyıcı elemanlarının donatı detaylandırmasında yetersizlikler olduğu ve bu yetersizlikler dolayısıyla proje müellifleri, yapı sahibi ve müteahhidinin, teknik uygulama sorumlusunun ve belediyenin ilgili birimlerinin sorumlu olduğu, ayrıca binanın ... bitimi aşamasında biten bina inşaatının projeye uygunluğunun denetlenmediği, bu nedenle belediyenin teknik uygulama yetkililerinin sorumlu olduğu, yapı ruhsatını düzenleyen kişinin Belediye fen işleri memuru sanık ..., ruhsatı kontrol eden kişinin Belediye fen işleri müdür vekili sanık ... olduğu, binanın ilk üç katı için verilen ve yapı ruhsatına dayanarak alınan yapı kullanma izin belgesini tetkik eden kişinin Belediye fen işleri müdür vekili sanık ... olduğu; yapı kullanma izin belgesinde bina mahallini tetkik eden belediye fen memurlarının sanık ..., ... ve ... olduğu, bina sahibi olan sanıklar ... ve sanık ... tarafından inşaatına başlanılacak yapının statik hesap raporu ve zemin etüt raporu olmadan yapı ruhsatı ile; yapı ruhsatı ve eklerine uygun olmayan binaya yapı kullanma izin belgesi verilmesi ve inşaatın yapım aşamasında gerekli denetimlerin yapılmaması nedeniyle; 3194 sayılı İmar Kanunun 22. maddesindeki, “ Yapı ruhsatiyesi almak için belediye, valilik bürolarına yapı sahipleri veya kanuni vekillerince dilekçe ile müracaat edilir. Dilekçeye sadece tapu (istisnai hallerde tapu senedi yerine geçecek belge) mimari proje, statik proje, elektrik ve tesisat projeleri, resim ve hesapları, röperli veya yoksa, ebatlı kroki eklenmesi gereklidir. Belediyeler veya valiliklerce ruhsat ve ekleri incelenerek eksik ve yanlış bulunmuyorsa müracaat tarihinden itibaren en geç otuz gün içinde yapı ruhsatiyesi verilir. Eksik veya yanlış olduğu takdirde; müracaat tarihinden itibaren onbeş gün içinde müracaatçıya ilgili bütün eksik ve yanlışları yazı ile bildirilir. Eksik ve yanlışlar giderildikten sonra yapılacak müracaattan itibaren en geç onbeş gün içinde yapı ruhsatiyesi verilir.” hükmü ile aynı Kanunun 29. ve 30.maddelerindeki; "Yapıya başlama müddeti ruhsat tarihinden itibaren iki yıldır. Bu müddet zarfında yapıya başlanmadığı veya yapıya başlanıp da her ne sebeple olursa olsun, başlama müddetiyle birlikte beş yıl içinde bitirilmediği takdirde verilen ruhsat hükümsüz sayılır. Bu durumda yeniden ruhsat alınması mecburidir. Başlanmış inşaatlarda müktesep haklar saklıdır...", "Yapı tamamen bittiği takdirde tamamının, kısmen kullanılması mümkün kısımları tamamlandığı takdirde bu kısımlarının kullanılabilmesi için, inşaat ruhsatını veren belediye, valilik veya yeminli serbest mimarlık veya mühendislik bürolarından; 27'nci maddeye göre ruhsata tabi olmayan yapıların tamamen veya kısmen kullanılabilmesi için ise, ilgili belediye ve valilikten izin alınması mecburidir. Mal sahibinin müracaatı üzerine, yapının ruhsat ve eklerine uygun olduğu ve kullanılmasında fen bakımından mahzur görülmediğinin tespiti gerekir. Belediyeler, valilikler veya yeminli serbest mimarlık veya mühendislik büroları, mal sahiplerinin müracaatlarını en geç otuz gün içinde neticelendirmek mecburiyetindedir. Aksi halde bu müddetin sonunda yapının tamamının veya biten kısmının kullanılmasına izin verilmiş sayılır..." hükümlerine aykırı davrandıkları; binanın mevcut taşıyıcı elemanlarının donatı detaylandırmasında yetersizlikler olduğu, beton içerisinde standart dışı agregaların mevcut olduğu, kolon boyutları, donatı çap ve adetlerinde farklılıklar göründüğü, malzeme kalitesinde, binanın proje ve yapım aşamasında yetersizlikler olması ve statik hesap raporu ile zemin etüt raporu olmadan binaya ruhsat verilmesi, mimari ve statik projede belirtilen zemin kat yüksekliğinin yapı ruhsatında belirtilen yükseklikler ile uyumlu olmadığı halde binanın ilk üç katı için yapı kullanma izni verilmesi sonucu, binanın meydana gelen deprem nedeni ile yıkılmasında, sanıklar ..., ..., ... ve ...'ın objektif olarak var olan dikkat ve özen yükümlülüğünü öngörebilecek ve yerine getirebilecek durumda olmalarına rağmen, İmar Kanununa, 1975 Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik hükümlerine ve dönem itibariyle bilim ve fennin gerektirdiği teknik şartlara aykırı davrandıkları, üzerlerine düşen dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak, mevcut sonucun gerçekleşmesinde etkili oldukları, bu nedenle meydana gelen ölümler bakımından sanıkların eyleminin bilinçli taksirle öldürme suçunu oluşturacağı...